Güneş enerjisi denince yurdumuzda akla gelen isimlerin başında gelen Ateş Uğurel yeni oluşması beklenen 500 kW altı Pazarın güneş enerjisi açısından iki temel sorunu olduğunu ifade ediyor;
1) 500 kW kurulumuna uygun bir alanın genelde elektrik tüketicisinin kendi arazisinde mevcut olmaması
2) 7-8 yıllık elektrik parasını kimsenin peşin ödemek istemiyor olması
Bu iki sorun için de uzun zamandır çalışıyoruz ve çözüm ortaklarımız sayesinde birtakım yaratıcı çözümler geliştirdik. Özellikle 500 kW kurulumlar için Türkiye’nin hemen hemen birçok güneşli şehrinden yatırımcılara hazine arazisi tavsiye etme şansımız olacak. Bu sistemlerin uzun vadeli ve düşük faizli finansını da temin etmek için farklı önerilerimiz olacak.
Dikey eksenli rüzgar türbini açısından bakarsak 500 kW altı pazar için herhangi bir arazi ve yer sorunu görünmüyor. Tam tersine kent içinde hatta çatılarda kullanılmasına uygun ses ve titreşim özellikleriyle çok uygun olduğunu söyleyebiliriz.
Urban Green Energy ürünleri;
IEC-61400-11 Gürültü seviyesi sertifikası
ISO-2631 Titreşim seviyesi sertifikası
Uluslararası sertifikalarına sahiptir.
İkinci sorun rüzgar türbini için de geçerliliğini sürdürmekte, 5 ile 10 yıl gibi hesaplanan dikey eksenli rüzgar türbini yatırımının geri dönüşü uzun vadeli ve düşük faizli kredi ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Bir çok bankamızın yenilenebilir enerji için özel kredileri bulunmaktadır.
Dikey eksenli rüzgar türbinleri ses ve vibrasyon özellikleri nedeniyle şehirlerde, insanların yaşadığı her türlü mekanda kullanılma imkanına sahiptir.
Dikey eksenli rüzgar türbini araştırdığım kadarıyla Türkiye’de ve dünyada kullanılan (tercih edilen) tip değil. Genelde modern rüzgar türbinlerin birçoğu yatay eksenli. Tam olarak neden dikey eksenli rüzgar türbini üzerine yoğunlaştığınızı ve yatay eksenli ile arasındaki en belirgin farkı söyleyebilir misiniz?